Zaman kavramı, sinema tarihinde en çok sorgulanan ve yaratıcı biçimlerde kullanılan temalardan biridir. Vakti doğrusal akışından kopararak seyirciyi geçmiş, artık ve gelecek ortasında dolaştırırken; vakti bükerek, döngüsel yahut kesimli bir kıssa kurgusuyla izleyiciyi düşündüren sayısız sinema vardır. Vaktin akışını, algısını ve insan omurundaki tesirlerini farklı bakış açılarıyla ele alan sinemalar, hem zihinsel hem de duygusal bir seyahat sunar. Vakti kimi vakit felsefi bir tartışma, kimi vakit döngüsel bir imtihan, kimi vakit da heyecan dolu bir macera olarak karşımıza çıkaran, izleyiciyi kendi “zaman” anlayışını sorgulamaya davet eden unutulmaz üretimler ortasında yer alır. İşte, zamanı apayrı bir gözle görmenizi sağlayacak 5 unutulmaz film önerisi.
The Man from Earth (2007), tek yerde geçen, bir adamın binlerce yıllık hayat teziyle vakti ve insanlık tarihini sorgulatan etkileyici bir bilim kurgu–felsefe sineması.
IMDB: 7.9
Tür: Dram, Bilim-Kurgu
Yönetmen: Richard Schenkman
Üniversitede tarih profesörü olan John Oldman ansızın işini bırakıp öteki bir yere taşınma kararı aldıktan sonra iş arkadaşları bunun arkasında yatan sebebi öğrenmek için konutunda toplanırlar. Bu erken emeklilik için ortaya koyduğu sebep herkesi şok eder: Taşınması gereklidir zira John hem yaşlanamaz hem de bundan ötürü ölümsüzdür. O bir mağara adamıdır ve yaklaşık 14.000 yıldır hayattadır.
Mr. Nobody (2009), çoklu olasılıkların ve alınan kararların hayatın akışını nasıl değiştirdiğini vakit, hafıza ve kimlik ekseninde sorgulayan görsel ve duygusal bir başyapıt.
IMDB: 7.7
Tür: Bilim Kurgu, Romantik, Melodram, Fantastik, Dram
Yönetmen:Jaco Van Dormael
2092 yılında insanlık, hücrelerin bitmek bilmeyen yenilenmesiyle ölümlülüğü yenmiştir. Dünya, Dünya’daki son ölümlü olan 118 yaşındaki Nemo Nobody’nin (Jared Leto) vefata gerçek gidişini büyülenmiş bir formda izlemektedir.Hafızası gitgide zayıflayan Nemo, üç ana aşkına ve ailesinin boşanmasına ve akabinde hayatının üç kritik kavşağında yaşadığı zorluklara atıfta bulunur: dokuz, on beş ve otuz dört yaşında. Bu kritik kavşakların her birinden çıkan alternatif ömür yolları incelenir. Spekülatif anlatı, ekseriyetle bu çağların her birinde farklı muhtemel bir kararın hareketiyle istikamet değiştirir.
Groundhog Day (1993), tıpkı günü tekrar tekrar yaşamak zorunda kalan bir adamın vakit döngüsü içinde değişim ve mana arayışını mizahi bir lisanla anlatan kült bir güldürü.
IMDB: 8
Tür: Güldürü, Romantik, Fantastik, Dram
Yönetmen: Harold Ramis
Pennsylvania, Punxsutawney’deki yıllık Groundhog Day aktifliğini takip eden alaycı bir televizyon hava durumu sunucusunun (Phil Connors) bir vakit döngüsüne girmesi ve bunun sonucunda Şubat ayını tekrar yaşamasını husus almaktadır. Phil Connors, imalcisi ve sempatik kameramanı ile birlikte Pennsylvania’daki Punxsutawney kasabasına klasik Groundhog Day şenliklerini görüntülemek için gönderilir. O gün, tahminen de Phil’in hayatının en makûs günüdür, ancak bundan beteri de vardır: Phil’in karabasanı, her gün tekrarlanır.
Stalker (1979), Andrei Tarkovsky’nin vakti, yeri ve insanın içsel arayışını metaforik bir seyahatle sorguladığı derin ve şiirsel bir bilim kurgu klasiği.
IMDB: 8
Tür: Bilim Kurgu, Macera, Dram, Gizem
Yönetmen: Andrey Tarkovski
Uzak bir gelecekte, farklı bir ömür hali ve ismi olmayan bir yer… Dünyaya düşen gök taşı ömrü yerle bir ederken, Zone isimli gizemli bir alan oluşmuştur. Bu bölgede garip olaylar, nedeni anlaşılamayan gizemli fenomenler cereyan etmektedir. Dünya dışı bir uygarlığın ziyareti mi, yoksa garip bir göktaşı çarpması mı, kimse bilmiyordur.
Back to the Future (1985), vakitte seyahat yaparak geçmişi değiştirmeye çalışan bir gencin hem macera hem de cümbüş dolu unutulmaz öyküsünü anlatan kült bir bilim kurgu güldürüsü. Vakitte seyahat temalı sinemaların atalarından olan sinemanın 1989 ve 1990 yıllarında devam sinemaları çekilmiştir.
IMDB: 8,5
Tür: Güldürü, Bilim Kurgu, Aksiyon, Romantik, Çocuk, Macera, Fantastik, Dram, Aile
Yönetmen: Robert Zemeckis
Back to the Future’da, mecnun dolu bilimadamı Dr. Brown zamanda yolculuğu mümkün kılan bir otomobil geliştirir. Bu makineyi birinci kullanan genç Marty ufak bir zamanlama yanlışıyla gelecek yerine geçmişe gönderilir. Otuz yıl öncesine dönen Marty’nin burada yaptığı bir atak, kendi yazgısını farklı bir noktaya sürükleyebilecek bir yanlışa sebebiyet verir. Artık Marty’nin yapması gereken tek şey kendi doğumunu bile engelleyecek bu yanılgıyı bir biçimde düzeltmeye çalışmak olacaktır.
