MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, partisinin dün TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı “On İki Ada’nın, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalındığı” konuşmaları üzerine Yunanistan’dan tepki geldi.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Bahçeli’nin sözlerine cevaben yaptığı açıklamada, On İki Ada’nın statüsünün 1947 Paris Barış Antlaşması ile düzenlendiğini belirtti.
Bakanlığın açıklamasının devamında şunlar kaydedildi:
“On İki Ada’nın statüsü milletlerarası bir antlaşma olan 1947 Paris Barış Antlaşması ile düzenlenmiştir. Hâkim bir devlet olarak Yunanistan, Birleşmiş Milletler Kuralı’nın 51. Maddesi’nde öngörülen doğal ve yasal savunma hakkından feragat etmeyecektir. Dahası, savaş tehdidi (casus belli) altında olduğunda, milletlerarası hukuk tarafından öngörülen egemenlik hakkını da kullanacaktır. Barışın korunması, düşmanca tabirler değil, sağduyu ve sorumluluk gerektirir. Egemenlik problemleri kelam konusu olamaz ve revizyonist görüşler, üniversal olarak reddedilir.”
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Bahçeli’nin, partisinin dün TBMM Küme Toplantısı’nda, Ege Denizi’ndeki “Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dahilinde silahlandırılmasının, Türkiye’ye meydan okumak” ve “Ege Denizi’ni tansiyon ve cepheleşme girdabına çekmek” olduğunu söz etti.
Yunanistan’ın, Ege adalarına menzili 30 ile 300 kilometre ortasında değişen füzeleri konuşlandırma hazırlıklarının memleketler arası hukuka büsbütün karşıt olduğunun ve uygun komşuluk hasretlerini de temelinden sakatlayacak fütursuz adımlar olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
“Gayri askeri statüdeki adaların bir plan dahilinde silahlandırılması, Türkiye’ye meydan okumaktır, barış denizi olmasını dilediğimiz Ege’yi tansiyon ve cepheleşme girdabına çekmektir. Ege Denizi’nde bulunan 7 farklı ada kümesi içinde Anadolu coğrafyasına en yakını olan On İki Ada başta olmak üzere Yunanistan’ın burnumuzun tabanında silah göstermesi sırf stratejik bir yanılgı değil, tarihi, askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. Şunu bir sefer net halde tabir etmek isterim ki özellikle On İki Ada gasbedilmiş, asıl sahibi olan Türk milletinden ayak oyunlarıyla çalınmıştır. Türkiye On İki Ada’sız yaşasa bile, On İki Ada’nın Türkiyesiz yaşaması ham bir hayaldir. Ege’nin karşı kıyısında saldırgan ve yayılmacı bir siyaset takip etmenin hiç kimseye, bilhassa emel sahibi ülkeye kazandıracağı bir şey yoktur. Türkiye, Mavi Vatan’daki hükümran haklarından asla vazgeçmeyecektir. Barışçıl diplomasiyi ve âlâ komşuluk bağlantılarını kökleştirmek varken savaş ve silah lisanına yaslanmanın bariz kaybedeni, tıpkı 103 yıl evvel olduğu üzere asla Türkiye olmayacaktır. Yunanistan’ın, 1920’li yıllarda olduğu üzere, Batılı ülkelerin dolduruşuna gelerek tekrar karşımıza çıkması halinde nelerin yaşanacağını tabir etmeye muhtaçlık bile duymadığımızı açık açık ve ikazen söylüyor, Atina idaresinin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum. Barışla herkesin kazanacağına inanıyorum. Lakin barışla kazanmak için elhak savaşmak gerekiyorsa, o da bizim için düğün bayramdır diyor, canımızın ve kanımızın ulusal mukadderatımızın varlığı için bin defa feda olmasını Cenabı Mevla’dan niyaz ediyorum.”
