Çukurova ilçesindeki Kurtuluş Sitesi’nde oturan Hülya Güllüce, 4 Ekim 2020’de birlikte yaşadığı Abdullah Kaya tarafından tabanca ile başından ve bedeninin çeşitli yerlerinden vurularak katledildi.
TUTUKLANDI
İnşaat ustası Abdullah Kaya cinayette kullandığı tabanca ile polise gidip teslim olup tutuklandı.
‘Kasten öldürme’ kabahatinden Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Abdullah Kaya, savunmasında A.K. isimli bayanla evli olduğunu, öldürdüğü Hülya Güllüce ile de gayri resmi birlikte yaşadıklarını söyledi.
Kaya savunmasında, şunları söyledi:
“Bu beraberliğimizden de S. isminde kızımız dünyaya geldi. Resmi nikahlı eşimle ortamızda boşanma davası bulunmakta olup kendisinden 28 bin TL tazminat ve 400 TL nafaka ödemek üzere boşanma konusunda anlaşmıştık, ben resmi nikahlı eşimden ayrılıp maktul ile evlenmek için kabul etmiştim. Fakat maktul bunu kabul etmedi. ‘28 bin TL vermeyeceksin bana otomobil alacaksın’ dedi. Ben de bankadan 26 bin TL kredi çekip maktule otomobil aldım, bu krediden ötürü da 10 bin TL de faiz olmak üzere 36 bin TL borçlanmıştım. Hatta maktule ve kızıma otomobil kullanmayı da öğretmeye çalıştım.”
“O ANDA KENDİMİ KAYBETTİM” SAVUNMASI
“Daha sonra maktul arabayı kullanmaya başlamıştır. Bu ortada ‘ben iş buldum çalışacağım’ dedi, ben de ‘bir şeye gereksinimin yok ben her şeyi karşılıyorum’ dememe karşın ‘çalışacağım’ demiştir. Bu ortada da kendisi işte çalışmaya başladı, D.K. isimli bir şahısla arkadaşlık kurmuştur. Hatta meskene akşam saat 20.00 sıralarında gelmeye başladı. Maktulün işten çıktıktan sonra akşam saat 20.00’ye kadar D.K. ile birlikte olduğunu anladım, bir kere de konutun orada takip ettiğimde servis minibüsü ile bir erkek şahsın maktulü konuta bıraktığını gördüm. Bu ortada da yataklarımızı ayırmıştık. Yaz olduğundan ötürü ben balkonda yatıyordum, kendisi iki gün balkonda yanımda yattı karınca olduğunu söyleyerek tekrar meskenin içine geçti. Bu ortada da mesken işleri ile ilgilenmiyordu.
Yemeği ben yapıyordum, çamaşırları ben yıkıyordum, olay günü de sabah saatlerinde kalktım. Maktulün de uyandığını görünce yanına gittim, eliyle elimi tersleyecek formda itti. ‘Ben ekmek almaya gidiyorum sen de çayı yap’ dedim. Bu ortada maktulün telefonuna bir ileti geldi, gözüm de tam uygun görmüyordu lakin iletide ‘Aşkım’ lafını gördüm, o an da kendimi kaybettim ve mutfakta bulunan ruhsatsız tabancayı aldım, kızıma ziyan vermemek ve olayı da görmemesi için onun yattığı odanın kapısını kapatıp bağladım, daha sonra da maktule ateş ettim. Konuttan ayrıldıktan sonra da polis merkezine gidip teslim oldum.”
“SADAKAT” İNDİRİMLİ 18 YIL MAHPUS CEZASI
Mahkeme heyeti, 22 Eylül 2022’de yapılan karar duruşmasında sanık Abdullah Kaya’yı evvel müebbet mahpus cezasına mahkum etti, daha sonra ölenin ‘sadakat yükümlülüğünü’ yerine getirmediği gerekçesiyle haksız tahrik uygulayarak cezasını 18 yıl mahpus cezasına indirdi.
Mahkeme haksız tahrik indiriminin münasebetini, “sanık ve maktül resmen evli değilse de maktülün sanığın bir diğeri ile resmi nikahla evli olduğunu bilerek olay gününe kadar yaşamaya devam etmiş olması, gayri resmi evliliklerinden bir çocuklarının dünyaya gelmiş olması, sanığın maktülün bakımını üstlenmiş olması dikkate alındığında sanıktan ayrılana kadar sanığa yönelik sadakat yükümlüğü bulunmasına karşın bu yükümlüğe alışılmamış davranarak şahit Ç.D. ile münasebet yaşamasının meydana getirdiği haksız tahrik altında bu hareketi gerçekleştirmiş olması, haksız tahrikin niteliği de dikkate alınarak takdiren 18 yıl mahpus cezası ile cezalandırılmasına” diyerek açıkladı.
Bu karara, mahkeme savcısı “sanık hakkında haksız tahrik kararlarının uygulanmaması gerektiği”, öldürülen Hülya Güllüce’nin yakınları ise “sanık hakkında tasarlayarak taammüden öldürme hatasından ceza verilmesi gerektiği ve haksız tahrik kararlarının uygulanmaması gerektiği” tarafında Adana Bölge Adliye Mahkemesi’ne itiraz etti.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 25.11.2022 tarihli kararında yapılan itirazları red edince evrak Yargıtay’a gönderildi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi yaptığı inceleme sonucunda 2 Ekim 2024’te mahallî Adana 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanık Abdullah Kaya’ya haksız tahrik indirimli verdiği 18 yıl mahpus cezası kararını ve Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin itirazların reddi tarafındaki kararını bozdu.
“SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNMAMAKTADIR”
Yargıtay 1. Ceza Dairesi bozma kararında, kararda bozma nedeni dışında hukuka terslik bulunmadığı belirtilerek sanık Abdullah Kaya’ya verilen haksız tahrik indirimli 18 yıl mahpus cezasının bozulma nedenleri şöyle açıklandı:
“Dosya kapsamına nazaran, maktulün sanıkla yaşadığı müddet boyunca şahit beyanları ile doğrulandığı üzere resmi evlilik talebini ısrarla lisana getirdiği, sanığın kabul etmemesi üzerine maktulün sanıkla son dokuz ay boyunca tıpkı konut içerisinde farklı odalarda yatmaya başladıkları, bu müddet zarfında maktulün öbür biriyle duygusal bir yakınlık kurduğu ve evlenmek istediği, bu hususu da müşterek çocukları ve sanıkla paylaştığının anlaşılması karşısında, maktulün resmi olarak eşi olmayan sanığa karşı sadakat yükümlülüğü bulunmaması ve maktulden kaynaklanan sanığa yönelen hukuk kuralları ile korunan hiçbir haksız davranış olmadığı halde sanık hakkında kaideleri oluşmayan haksız tahrik kararlarının uygulanması suretiyle eksik ceza tayini hukuka alışılmamış bulunmuştur.”
Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin bozma kararı üzerine dava belgesi lokal Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilirken yargılamaya önümüzdeki günlerde tekrar başlanacak.
