Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Nöroloji Derneği Lideri Prof. Dr. Murat Terzi, Türkiye’de yaşlı nüfusun artmasıyla yapılan düzenlemeleri değerlendirdi. Çevre düzenlemeleri, park ve toplumsal alanların yaşlılara uygun hale getirilmesi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması yönünde adımlar atıldığını belirten Prof. Dr. Terzi, “Yaş ilerledikçe beyin damar hastalıkları, damar tıkanıklıkları, Parkinson ve gibisi nörolojik rahatsızlıkların sıklığı da artıyor. Biz ekseriyetle 65 yaş üzerini geriatrik devir olarak kabul ediyoruz. Bu devirde diyabet, hipertansiyon üzere ek risk faktörleri de tabloya ekleniyor. Dolayısıyla bu yaş kümesine yönelik özel sağlık siyasetlerinin geliştirilmesi büyük ehemmiyet taşıyor. Türkiye’de de bu kapsamda hem etraf düzenlemeleri hem park ve toplumsal alanların yaşlılara uygun hale getirilmesi hem de bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması yönünde adımlar atılıyor. Bugün çabucak hemen her vilayette bu cins merkezlerin bulunduğunu biliyoruz” diye konuştu.
‘YAŞ İLERLEDİKÇE KAS-İSKELET SİSTEMİ SORUNLARI YAŞANIYOR’
Geriatik hastalıklarda en sık karşılaşılan meselelerden birinin demans olduğunu söyleyen Prof. Dr. Terzi, sözlerine şöyle devam etti:
“Tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de yaşlı nüfus, her geçen gün artıyor. İnsan ömrü uzadıkça yaşam süresi de uzuyor ve bunun doğal sonucu olarak yaş ortalaması yükseliyor. Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, bu döneme mahsus bazı sıhhat sıkıntıları daha besbelli hale geliyor. Öncelikle kas-iskelet sistemi ile ilgili yürüme güçlüğü, dengesizlik üzere fizikî sorunlar yaşanıyor. Bunun yanında yaşlanmayla birlikte beynin bilişsel işlevlerinde da etkilenmeler ortaya çıkıyor. Geriatrik hastalarda en sık karşılaştığımız sıkıntılardan biri demans, yani unutkanlık tablolarıdır. Alzheimer başta olmak üzere farklı nedenlerle unutkanlık görülebiliyor lakin her unutkanlık Alzheimer hastalığı değildir. Yaşlı bireylerin düzenli aralıklarla nörolojik denetim yaptırması gerekiyor. Özellikle beyin damar tıkanıklığı yahut beyin kanamasına yol açabilecek risk faktörleri erken devirde tespit edilirse tedbir almak mümkün oluyor. Aynı halde unutkanlık şikayetleri de erken dönemde belirlenmeli ki kişi hem ailesi içinde hem de toplumda daha aktif bir yaşam sürdürebilsin. Elbette yaş ilerledikçe belirli ölçüde unutkanlık olağandır. Burada önemli olan, bu durumun günlük yaşam aktivitelerini ne kadar etkilediğidir. Bunun yanında Parkinson yahut beyin damar hastalıkları üzere sıkıntılar varsa bunların da düzenli nöroloji denetimleriyle yönetilmesi gerekiyor.”
‘YAŞLI NÜFUSU KONUŞURKEN, AİLELERİNİ DE DÜŞÜNMELİ’
Prof. Dr. Murat Terzi, açıklamasında, “Yaşlılık sürecinde yaklaşımımız yalnızca nörolojiyle sınırlı değil; multidisipliner bir bakış açısı benimsiyoruz. Bu çerçevede beslenme düzenlemeleri için diyetisyen desteği, fizikî açıdan rehabilitasyon gereksinimi varsa fizik tedavi dayanağı, ruhsal problemler için psikolog ve psikiyatri uzmanlarının katkısı önem taşıyor. Depresyon, halüsinasyon üzere durumlar bu yaş kümesinde sık görülebiliyor. Ayrıca giderek gelişen bir uzmanlık alanı olan geriatri de yaşlı bireylerin toplumda daha konforlu ve etkin bir biçimde yer alması için danışmanlık hizmeti sağlıyor. Yaşlı nüfusu konuşurken yalnızca bireyleri değil, onların ailelerini de düşünmek gerekiyor. Çocukları, yakınları ve bakıcıları da bu sürecin kıymetli bir parçası. Bu nedenle yaşlı bireylerin aile, kent ve toplum içinde toplumsal hayata katılabilmesi için ulaşım, park, tiyatro, sinema üzere alanlarda özel düzenlemeler yapılması kaide. Biz nörologlar da hem hastalara hem de hasta yakınlarına yönelik uygulamalarımızda bu yaklaşımı benimsiyor ve yaşlıların daha sağlıklı, daha etkin bir hayat sürebilmesi için çalışıyoruz” tabirlerini kullandı.
