Ümit Özdağ’dan cezaevinden mesaj: ‘Silivri’de Öcalan için rehin tutuluyorum’
“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan ancak “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla tutuklanarak Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne gönderilen Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ için partililerin cezaevi önündeki bekleyişi sürüyor.
Cezaevi karşısındaki bir alanda nöbet tutan partililerin çadırı da evvelki gece İstanbul Valiliği’nin talimatıyla söküldü.
Zafer Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Ali Şehirlioğlu ve Parti Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu da bugün cezaevi önünde basın toplantısı düzenledi.
Çadırın sökülmesine reaksiyon gösteren Şehirlioğlu, şunları söyledi:
“Bu hukuksuzluğa karşı gerek Vatan Caddesi’nde gerek adliyenin önünde ve gerekse burada bütün Zafer Partililer dimdik ayaktadır. Burada barınma hakkı istedik. Bir çadır kurduk buraya. Kurduğumuz yer bir kamu yeri değildir. Kurduğumuz yer şu anda bir özel arazidir ve külliyen kiralanarak buraya bir çadır konmuştur. Çadırın konması buraya gelen arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın, Zafer Partili olsun olmasın burada birlik beraberliği gösteren bu hukuksuzluğa karşı olan olayları bir halde kendi içinde değerlendirip bizlerle paylaşmak isteyen arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın toplanma yeri olacaktır. Bugün burada bir gecekondu yapsanız gecekondu için bile evvel bir tebligat gelir, ‘Buraya şu gün içerisinde yıkacaksınız’ diye. Evvel bir WhatsApp bildirisi, gerisinden da vakit geçirmeden bir halde buraya polisiyle, jandarmasıyla bir takım geldi çadırımızı yıktı.”
“ERDOĞAN, TÜRK MİLLETİNİN TARİHİNE ZİYAN VERMEKTEDİR”
Karamahmutoğlu da Ümit Özdağ’ın cezaevinden gönderdiği iletisi okudu.
“Benim burada olmam, hiçbir yurttaşımızın AKP baskı rejiminde can ve mal güvenliğinin olmadığının en açık kanıtıdır” diye kelamlarına başlayan Özdağ, özetle şunları kaydetti:
“Emin olun ki son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı seferi, Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği ziyanı vermemiştir. Hiçbir Haçlı seferi, Türk devletine casusları sokamamış, Türk milletini deist, ateist yahut Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan periyodunda, Türk milletinin geniş kesimleri ‘Allah ile aldatanlar’ yüzünden dinlerinden soğumaya başlamışlardır. Erdoğan devrinde deist ve ateist oranı yüzde 16’yı aşmıştır. Erdoğan bilmelidir ki, Cumhuriyeti kuran takımlar, Türk milletinin inancını, tarihini ve kültürünü korumuş ve geliştirmiştir. Türk milletinin inancına, tarihine ve kültürüne saldıran, tarihi fesli bir meczuptan öğrenen Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Evet, Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin tarihine ortaklar getirerek, Türk milletinin tarihini çarpıtarak Türk milletinin tarihine ziyan vermektedir. Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler ortasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek Türk milletinin inancına ziyan vermektedir. Milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir. Zafer Partisi olarak biz, ana muhalefet üzere bu faşizmle normalleşmeyeceğiz. Biz çaba edeceğiz ve kazanacağız. Zafer, Türk devletinin ve Türk milletinin olacaktır. Görüldüğü üzere Erdoğan’a verdiğim yanıtta, Erdoğan’ın Atatürk ile ilgili kullandığı sözlerin birebirleri kullanılmıştır. Sonraki gün, Erdoğan’a ‘Atatürk’e hakaretten’ soruşturma açmayan İstanbul Başsavcılığı, bana yönelik olarak soruşturma açtığını daha UYAP’ta evrak olmadan basına açıklamış.”
“ÖCALAN DAHA KONFORLU UYUYORDUR”
Vatan Caddesi’ndeki emniyette geçirdiği süreci de anlatan Özdağ, şöyle devam etti:
“Geceyi 30 santim genişliğinde, 2 metre uzunluğunda bir kalas bankın üstünde geçirmem istendiğinde polislere, ‘Bu gece İmralı’da Abdullah Öcalan daha konforlu uyuyordur’ dedim. Bunun üzerine bir koltuk ve battaniye verildi. Battaniyeyi kalas bankın üzerine sererek yattım. Beni sabah 10.00’da Çağlayan Adliyesi’ne tabire götüreceklerdi lakin saat 13.30’da götürüldüm. Neden? Zira bir gün evvel hakkımda ‘cumhurbaşkanına hakaretten’ soruşturma açan ve gözaltı kararını alan savcılar benim açıklamamda hakaret olmadığını ve beni bu biçimde tutuklayamayacaklarını biliyorlardı. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla alınan gözaltı kararı tam bir hukuk kumpasıdır. Bu mevzuda başsavcı ve ilgili savcılar hakkında cürüm duyurusunda bulunacağız. Bir vakitler FETÖ savcıları bu cins kumpaslar kurdukları için nasıl ceza aldılar ise artık bu kumpasları kuranlar da ceza alacaklardır.”
“TÜRKİYE’Yİ PARÇALAYACAK BU PLANA MUHALEFET EDECEĞİZ”
“Tutuklanmamın gerçek nedeni Erdoğan’ın, tutuklanmamı emretmiş olmasıdır” vurgusunu yapan Özdağ, şunları kaydetti:
“Bunun nedeni Erdoğan ve Bahçeli’nin, milli-üniter-laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, PKK terör örgütü elebaşı ile birlikte ‘yeni paradigma’ çerçevesinde Türk-Kürt-Arap Federasyonu’na dönüştürme kararına, Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’nin planı ifşa ederek faal biçimde direnmesidir. Detayları ile hazırlandığı, her ayrıntının konuşulduğu ve ilmek ilmek örüldüğü, eski AKP Milletvekili İhsan Aslan tarafından tabir edilen planın içinde nelerin bulunduğu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baş hukuk danışmanı Mehmet Uçum’un X paylaşımlarında açıklanmıştır. Bu plan o denli büyük bir tehdittir ki, Devlet Bahçeli bile ‘Önümüzdeki devirde çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez’ demiştir. Türkiye’yi parçalayacak bu plana muhalefet edeceğiz, direneceğiz. Binlerce genç Mehmetçik, polis ve korucu kardeşimiz hayatlarının baharında şehit oldular. Binlerce genç Mehmetçik, polis ve korucu gazi oldular. Genç öğretmen kardeşlerimiz şehit edildiler. Gara’da, PKK ininde rehin tutulan 11 asker ve istihbaratçı kardeşimiz alçakça infaz edildiler. Ben de artık Silivri’de Öcalan için rehin tutuluyorum. Benim Silivri’deki tutukluluğum, şehitlerimizin aziz anısına hürmet duruşudur.”
