Size geçenlerde başıma gelen bir anımı anlatayım da gülün.
Sapanca taraflarında dağ meskeni var. Hafta sonları eş dost toplanır tabiatta yürüyüşler yapmaya kolundan elma toplamaya gideriz. Kuzey marmara otobanını kullanırız. Sabah erkenden yola çıktık bastık gidiyoruz. Lakin 200 saatte km falan yapmıyoruz 120’nin az üstündeyiz zira yol müsait ve hoş asfalt. Sonra yolda fazla süratten dolayı durdurulduk. Sürat sonu 120, 130 falan yapmışız.
Neyse ceza kesecekler. “Bir dakika lütfen etrafınıza bi bakar mısınız amirim benden diğer otomobil var mı” dedim.
Amirse şöyle omuzundan geriye bakıp hiçbir tane otomobil görememesinin akabinde “Yok hanımefendi” dedi.
“Amirim ben bu yola para veriyorum ki trafiğe takılmamak için, yüzde 10 aşım olamaz mı” dediğimde amir beni haklı buldu ve ceza yazmadı. Burada kendimizi haklı bulmaya çalışmıyorum yalnızca bir şeyin altını çiziyorum.
Hem paralı yol yapacaksın hem de biraz hız yaptın mı ceza keseceksin! Yok o denli bir şey! Almanya’da tüm otobanlar hem fiyatsız hem de sürat sonu çok yüksek. Bırakın trafik aksın.
Adamlar dünyanın en değerli otomobillerini yapıyorlar; BMW, Mercedes, Porsche, Audi üzere. Bir de sürat sonu koyacaksın; yok orada bu türlü bir uygulama. Paralı yollara bari karışmasalar!
Paralı köprülere gelince halkın hayatını kolaylaştırmak için yolu kısaltmak, vakitten tasarruf etmek için açılan ihalelerde en uygun fiyatı veren işi alıyor, sonra yük halka! Her yıl üstelik döviz bazında ekmek üzere artırım görüyor. Pardon da bu köprüler halk için yapılmadı mı?
FAHİŞ ARTIRIM NİÇİN?
Üstünden geçen olmayacak bu artırım bombardımanı altında, daha ucuza gelir diye eski yolları kullanır millet.
Köprüler aslında epey kıymetli bir hizmet, hele Avrasya Tüneli tam bir eziyet.
Almanya otobanların birçoklarını 60-70 yıl evvel yapmış; o vakitten bu vakte Almanya’da eklenmiş yeni otoban sayısı 20-30 ortasını geçmez zira doğayı koruyorlar. En son gittiğim Monaco da birebir yolları kullanıyor ve otoban sayısı çok az zira klasik Monaco’yu korumak zorundalar. Senelerce Londra’ya gittim geldim birebir İstanbul kalabalığında ve Londra yeşilini korumak için katiyen ekstra yol yapmıyor. Paralı köprü de yok. Bakın Atatürk Barajı 1983 yılında başladı 1993 yılında devlet tarafından yapılmış kimseden vergi vs kesilmeden yapılmış çok kıymetli barajlarımızdan biridir. Yani devlet her seferinde halktan para almak zorunda değildir. Bu işler halka hizmettir.
Halka hizmetin artırımı olmaz!
