Kayseri’de, Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından ‘Temel ve İleri Toksikoloji Kursu’ verildi. Kursa çeşitli vilayetlerden birçok uzman katıldı.
Çukurova Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Bölüm Başkanı ve Türkiye Acil Tıp Derneği Toksikoloji Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, katıldığı kursta, ‘Acil Tıp Uzmanlığı’nın, ülkede son 25 yıldır, alanda, etkin olarak hizmette olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Akpınar, Acil Tıp uzmanlarının, acil servise başvuran, acil rastgele bir olay sonucu ortaya çıkan durumu tespit edip tedavi etmekle yükümlü olduğunu belirtti.
‘METİL ALKOLÜ, ETİL ALKOLDEN AYIRMAK TADI YA DA KOKUSUYLA MÜMKÜN DEĞİL’
Türkiye’de 40 yaş altı ölümlerin daha fazla harabiyet bıraktığını belirten Prof. Dr. Akpınar, “40 yaş altı genç hastalarımızı sahiden kurtarmak için elimizden geleni yapıyoruz. 40 yaş altı vefat nedenlerinin birinci sırasında travmalar var. Trafik kazaları hayli önemli” diye konuştu.
40 yaş altı ölümlerde trafik kazalarının haricinde zehirlenmelerin de ön planda olduğunu belirten Prof. Dr. Akpınar, “Zehirlenmelerin çok büyük bir kısmı metil alkol zehirlenmeleri. Son 5-10 yıllık dataları değerlendirdiğimizde en sık mevt nedeni maalesef metil alkol. Üzücü olan da hastaların bunu kazara alması. Yani rastgele bir öz kıyım fikri olmadan dışarıda uydurma içkiye maruz kalıp geç devirde acil servise gelip hayatını kaybetmeleri. O nedenle geçersiz içki konusunda hakikaten uyarıyoruz. Metil alkolü, etil alkolden ayırt etmek tadı ya da kokusuyla mümkün değil. O nedenle vatandaşlarımızın bu hususta çok dikkatli olması lazım. Güvenmedikleri, açıkta, rastgele bir alkollü içeceği katiyen içmemeleri gerekiyor. Kazara zehirlenmeler, metanol zehirlenmelere bağlı vefat oranları yüksek. Karbonmonoksit zehirlenmelerinden de mevt oranları yüksek. Buna aslında tedbir alınabiliyor. Soba dumanına bağlı maruziyetler ya da fabrika yangınlarındaki maruziyetler vefatları çok ön plana çıkarıyor” sözlerini kullandı.
‘METAMFETAMİN TÜREVLERİNİ ÇOK SIKLIKLA GÖRÜYORUZ’
Son periyotta bilhassa ilaç ve husus kullanımının çok ön planda olduğunu aktaran Prof. Dr. Akpınar, şöyle konuştu:
“Ülkemizde evvelce farklı casuslar ön plandaydı lakin artık bilhassa uyarıcı casusları, metamfetamin türevlerini çok sıklıkla görüyoruz. Metamfetamin, toplumumuz için çok değerli bir casus. Metamfetamin kişiyi bağımlı hale getiriyor ancak bunu uyararak yapıyor. Hastalarda kronik olarak uzun devir tesirleri de mevcut. Bilhassa bu ilaçlar psikoz yapıyor. Yani hastalarda gerginlik, sonluluk, etrafına ya da kendine ziyan verebilme, uzun periyot kullanım sonucu paranoit fikirler olabiliyor.
Karşısında ona hiçbir tehdit içermeyen bir insanı bile tehlikeli bir kişi olarak görüp ona ziyan verme potansiyelini artırıyor. Uyarıcı olan hastalar, acil servislerde hem sıhhat çalışanlarını tehdit edebiliyor hem de toplumsal güvenliği kahra sokuyor. Son devirlerde haberlerde de görüyoruz. Kendisine ve etrafındaki birden çok beşere ziyan verip vefatına sebebiyet verme olaylarında metamfetamin bağımlılığının da çok önemli tesiri olduğunu düşünüyorum.”
İlk yardımın değerini vurgulayan Prof. Dr. Akpınar, şöyle konuştu:
“Özellikle zehirlenme olaylarında aslında toplum olarak birinci yardım bizim için çok kıymetli. Bir de zehirleneceğimiz casusa maruz kalmama açısından birtakım kolay tedbirler alınabilir. Örneğin çamaşır suyu üzere deterjanların olağan su içeren bir pet şişe içine katiyetle konmaması, bunların çocukların ulaşabileceği yerde saklanmaması üzere çok kolay tedbirlerle ölümcül zehirlenmelere tedbir alabiliyoruz.
Bir de zehirlenmiş hastaların birinci yardımları, kişinin eğitim düzeyine uygun biçimde anlatılarak aktif birinci yardımın uygulanmasının, vefat oranlarını azaltacağını düşünüyoruz.”
