‘Manifest’ grubuna konser soruşturması! Hukukçulardan peş peşe tepki: ‘Eğer cinsel ilişki yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız!’
Mina Solak, Esin Bahat, Zeynep Sude Oktay, Lidya Pınar, Sueda Uluca ve Emine Hilal Yelekçi’den oluşan Manifest kümesi, dün birinci +18 konserini İstanbul Küçükçiftlik Park’ta verdi.
Siyah sahne kıyafetleri ve danslarıyla çok konuşulan küme, birinci 18 yaş hudutlu konserlerini 12 bin kişinin izlediğini açıkladı.
Konser ve kümenin sahne performansı toplumsal medyada gündem olurken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konsere ait olarak “Hayasızca Hareketler” ve “Teşhircilik” kabahatlerinden resen soruşturma başlatıldığını bildirdi.
HUKUKÇULARDAN REAKSİYON: “HUKUKUN VAZİFESİ ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAKTIR”
Manifest kümesinin Küçükçiftlik Park’ta düzenlediği +18 ibareli konserle ilgili soruşturma başlatılması, hukukçuların yansısını çekti.
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Yelda Koçak, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Bir müzik kümesine ‘hayasızca hareketler’ ve ‘teşhircilik’ suçlamasıyla soruşturma açılması, hukukla açıklanabilecek bir durum değil maalesef” diyerek şunları kaydetti:
“TCK 225 kapsamındaki kabahat tipleri, sadece cinsel nitelikte fiillerin (cinsel ilişki) kamuya açık yerde sergilenmesi halinde uygulanabilir. Meğer sahne performansları, Anayasa’nın 26. hususu ve AİHS m.10 ile garanti altına alınmış tabir ve sanat özgürlüğü kapsamındadır.
Üstelik ‘hayasızca hareketler’ unsuru yıllardır bayan hukukçuların eleştirdiği, CEDAW’a karşıt olduğu ve muğlaklığı nedeniyle kaldırmak zorunda olunan bir unsur. Toplumun bir kısmının beğenmediği ya da ‘rahatsız edici’ bulduğu sanat yapıtları cezai yaptırımın konusu olamaz. Hukukun vazifesi, ahlâki dayatmaları değil, özgürlükleri korumaktır.”
“CİNSEL MÜNASEBET YOKSA, BU MADDEYİ UYGULAYAMAZSINIZ”
Eşitlik için Bayan Platformu’ndan (EŞİK) avukat Hülya Gülbahar ise gazeteci Rojda Altıntaş’a bahisle ilgili yaptığı değerlendirmede, ilgili kanun unsurunun, alenen cinsel bağ varsa uygulanabileceğini vurgulayarak, “Eğer cinsel bağ yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız” dedi.
Avukat Gülbahar, şu ifadeleri kullandı:
“’Hayasızca hareketler’ unsuru 2005 yılında TCK’ya yerleştirilen bir unsurdu. Biz o vakit unsurun birinci haline itiraz ettik. Birinci halinde ‘vücudun rastgele bir bölgesinin örtülmemesi’ biçiminde düzenlenmişti.
Mücadele ettik ve unsurun kapsamının ‘teşhircilik’ ile ‘aleni cinsel ilişki’ kavramlarıyla daraltılmasını sağladık. O gayret kısmı olarak başarılı oldu. Unsura nazaran alenen cinsel münasebet varsa uygulanabilir. Şayet cinsel bağlantı yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız.”
