Gezi Parkı direnişinde polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu ömrünü yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, “Öfkeliyiz. Üzgünüz. Acımız gittikçe katlanıyor. Lakin vazgeçmiyoruz. Ayaktayız. Arkadaşlarımız alana kadar ayakta olacağız, direneceğiz” dedi. Can Atalay’ın iletisi okundu. Atalay, “Tam 1000 gün oldu. Üzgünüz, lakin 1000 gündür içeride olduğumuz için değil; adalet ve hukuktan günbegün uzaklaşan memleketimiz için, demokrasi ismine kaybettiğimiz pahalar için üzgünüz. Her hal ve koşulda muhatabı olduğumuz zulmün karşısında karamsarlığa teslim olmuyoruz. Umudumuzu asla kaybetmiyoruz. Hiç birimiz! Demokrasi ve hukuktan yana çabamızı ısrarla sürdürecek, adaleti, kardeşliği, vicdanı, özgürlüğü ve elbette Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz” dedi.
“UMUDUM TÜKENMEYECEK”
Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman da, “Tam bin gün oldu. Adalet ekmek üzere, su üzere, hava üzere herkes için çok yaşamsal. Biz bin gündür açız, susuzuz, nefessiziz. Adalete açız, adalete susadık. Umarım bu süreç daha fazla uzamadan adalete kavuşuruz. Buradan tüm hukuk topluluğuna, tüm siyasilere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tekrar sesleniyorum. Adalet hepimiz için ekmek üzere, su üzere, hava üzere ve biz aç, susuz, nefessiziz, adalete açız” dedi.
Tayfun Kahraman ise bildirisini iletti. Kahraman, “Bugün karşı karşıya olduğumuz içimizi acıtan hukuksuz uygulamalara dur demek için haklılığımızı daha gür bir formda haykıracağız. Hoş ve özgür günlere umudumuz hiçbir vakit tükenmeyecek” sözlerini kullandı.
“UMARIM ADALETSİZ GÜNLERİN SON DEMLERİDİR”
Çiğdem Mater’in eşi Murat Utku da Mater’in iletisini okudu. Mater, “Bizlerle başlamadı ancak umarım haksız, hukuksuz, adaletsiz günlerin son demleridir bizimkiler” dedi. Mine Özerden’in annesi Halide Özerden ise Özerden’in iletisini okudu.
Özerden, “Bizler bu ülkede birinci haksızlığa uğrayan değiliz. Gidişat son olmadığımızı da gösteriyor” dedi.
“SUÇ DEĞİL”
Basın açıklamasında ise, “Tam 1000 gün oldu. Arkadaşlarımız, dostlarımız, meslektaşlarımız bizden alınalı 1000 gün oldu. Bitmeyen bir adalet utancına şahitlik ediyoruz. Uydurma kanıtlarla, kurgulanmış bir iddianameyle yürütülen yargı süreci, siyasal iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Bizler çok düzgün biliyoruz ki arkadaşlarımız bir cürüm işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan, yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir” dendi.
“Buradan bir sefer daha iktidara sesleniyoruz” denilen açıklamada, “Hukuku ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaktan vazgeçin. Tabiatımıza, tarihimize, hayatımıza sahip çıkmak hata değildir” açıklamalarına yer verildi.
“ARKADAŞLARIMIZI ÖZGÜR BIRAKIN”
Açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi: “Arkadaşlarımızın, 1000 gündür tutuklu olmasının sebebi de bizleri, tüm halk kısımlarını sindirmek istemeleridir. Biliyoruz ki Seyahat teslim alınamaz. İstanbul kentinin en kıymetli kamusal alanlarından biri olan Seyahat Parkı’nı korumak, Seyahat Parkı park olarak kalsın diye çaba etmek mesleğimizin en kıymetli toplumsal sorumluluğudur. Bilinmelidir ki hiçbir dava ve hiçbir karar, Gezi’nin , demokratik kamuoyu ve yasalar önündeki meşruiyetini gölgeleyemez ve hiçbir güç bizlerin emekten, halkımızdan, ülkemizden, mesleğimiz ve bilimsel teknik doğrulardan yana duruşumuzu engelleyemez. Halkın vicdanını derinden yaralayan bu kararların hiçbir kararı yoktur. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal hür bırakın.”
