Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Uğur: Ağız-diş sağlığı politikası çürüdü
Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Lideri Dr. Derya Uğur diş tabiplerinin meseleleri ve isteklerine ait gazetemize açıklamalarda bulundu. “Koruyucu sıhhat sistemi odaklı olmayan, plansız ve piyasacı sıhhat sisteminin toplum ağız ve diş sıhhati siyaseti çürümüş ve altında sıhhat çalışanları kalmıştır” diyen Uğur meselelere ait şunları söyledi:
“MHRS sistemi hastaların talep sayısını karşılayamamaktadır. MHRS sayısı 10-15 dakikalık vakit aralıklarında hastaya hizmet sunmaya yetmemektedir. Dental ünit sayısının yetersizdir ve hasta sayısını karşılayamamaktadır. Bir tabibe bir ağız ve diş sıhhati teknikeri/dental asistan imkanı birden fazla yerde karşılanamamaktadır. 4 elle çalışma kuralı için kâfi şart sağlanamamaktadır. Hizmet verebilmek için tüm işler tek sıhhat çalışanı ile meslek tarifi olmaksızın yaptırılmakta çapraz kontaminasyon olmakta ve kontamine alanda çalışılmaktadır. Dental protez hizmetlerinin neredeyse tamamı özel dala teslim ve taşere edilmiştir. Özel diş protez laboratuvarları ihale ile hizmet vermektedir ve bu koşullarda nitelikli işçi sayısı az yahut yetersizdir.”
”NÖBETİN DEVAMI YANLIŞSIZ DEĞİL”
Ağız ve diş sıhhatine ulaşımın yetersiz olduğu bu tabloda Ağız ve Diş Sıhhati Hastaneleri ve Merkezleri’nde uygulanan 24 saatlik nöbet sistemini devam ettirmenin yanlışsız olmadığını belirten Uğur, “Diş tedavilerinin acili olmaz. Bu uygulama iş gücünün ve fiziki imkanların verimli kullanılmasının önünde bir pürüzdür. Tedavi imkanına ulaşamayan hastalar nöbetlere başvurmakta ve artan ilaç kullanımı halk sıhhatini tehdit etmektedir. Hastanın talep ve ısrarları ile doktorlar akılcı ilaç kullanımının temel prensiplerini terk etmek durumda kalmaktadır” dedi.
”VARDİYA ÇÖZMEZ”
Vardiya sistemindeki temel hedefin “MHRS sayını arttırmak, oluşan talep sayılarının karşılanması ve daha fazla hasta girişi ile kâr sağlamak” olduğunu belirten Uğur, “Hastaların kendi çalışma saatleri dışında diş sıhhati hizmetlerine ulaşabilmesinin sağlanması başka bir hedeftir. Vardiya sistemi bu sorunu çözemez. Esirgeyici sıhhat hizmetlerinin planlanmadığı, toplum ağız sıhhatinin geliştirilmesi tarafında bir adım atılmadığı, Sıhhatte Dönüşüm Programı ile devletin aktifliği azaltıldığı ve merkezi planlama/denetleme prensibinin kalktığı, piyasa kuralları ile belirlenen süreç, sistemi bu noktaya getirmiştir. Lakin hami sıhhat hizmetleri geliştirilerek ve planlı bir sıhhat siyaseti uygulanarak artan hasta sayısı azaltılabilir. Sıhhat hizmetlerine erişmek bir haktır ve çalışma şartları bu hakka ulaşmaya mahzur olmamalıdır” tabirlerini kullandı.
”YALNIZ BIRAKILMAKTALAR”
Vardiya sisteminde birçok sürecin ötelendiğini tabir eden Uğur, “Randevular uzamakta, hastalar için bu durum tahammül edilemez boyutta olmaktadır. Yetersiz alt yapılı hastanelerde tertip, paklık ve sterilizasyon sağlanamamaktadır” dedi. İdari ünitelerin vardiyaya dahil edilmemesine reaksiyon gösteren Uğur, “ Başta doktorlar olmak üzere tüm sıhhat çalışanları yalnız bırakılmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
”UYGUN ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLANMALI”
Diş tabiplerinin isteklerine ait konuşan Uğur, “Ağız ve Diş Sıhhati Hastaneleri ve Merkezleri’nde nüfusa dayalı tabip ataması yapılmalı. MHRS sayıları ve vakitleri hastalara insani uygun hizmet verecek halde düzenlenmeli, vilayetler ortasında yönetimlerin inisiyatifine bırakılan farklı MHRS uygulamaları son bulmalıdır. Diş tabipleri çalışma müddetlerini kendileri planlayabilmelidir. Diş doktorlarının insanca çalışabileceği şartlar ve insan sıhhatine uygun bir çalışma ortamı sağlanmalıdır. Kendi muayene odalarında kâfi tıbbi donanım oluşturulmalıdır. Diş doktorlarının taban, teşvik, sabit ek ödeme, maaş ödemeleri üzere farklı kalemlerden maaş almaları değil, temel olan tek kalem ve emekliliğe yansıyan maaş almaları sağlanmalıdır” dedi.
