Devlet Bahçeli son noktayı koydu: ‘Erken seçim’ ve ‘Selahattin Demirtaş’ yanıtı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki haftalık küme toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasında, siyasetteki yeni süreç hakkında ileti veren Bahçeli, “On yıllarca aktif halde bulunan zalimler ve onların kiralık çetikçisi hain bölücü örgütün sonu gelmiştir. PKK-YPG terör örgütü Kürt kardeşlerimizin ne vasisi, ne de varlık beyanıdır” dedi.

DEM Parti heyetinin ziyaretlerine değinen Bahçeli, “DEM heyetinin yaptığı temas ve ziyaretler bizim nezdimizde müspet seyir ve serencam halinde gerçekleşmiştir. Yordam ve üslup olgunluğunun örneklerini şahit olmak memnuniyet vericidir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye’nin yanında konum alan, duruş gösteren, bildiri veren, bu uğurda önyargısız hareket eden herkes kıymetli bir eforun tarafıdır. Vakit gecikmeksizin yediğimiz ekmeğin, içtiğimiz suyun üzerinde gezdiğimiz toprağın mensubiyetinden iftihar ettiğimiz milletin hak ve hukuku ortaklaşa müdafa etmenin vakti gelmiştir” sözlerini kullandı.

İKİNCİ İMRALI GÖRÜŞMESİ DAVETİ: PKK’NIN BİTTİĞİ AÇIKLANMALI

DEM Parti heyeti ile PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın yapacağı ikinci İmralı görüşmesi için davet yapan Bahçeli, şunları söyledi: 

“DEM heyeti ile İmralı ortasında yapılacak ikinci görüşmenin sonunda PKK’nın örgütsel varlığının bittiğini, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir koşul ileri sürülmeksizin açıklanmalıdır. PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli, ya silahlarıyla teslim olmalı yahut kaçanılmaz sonlarıyla karçılaşmalıdır.”

‘ERKEN SEÇİM’E KAPIYI KAPATTI

Muhalefetin ‘erken seçim’ talebine cevap veren Bahçeli, “Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna gereksinim ve gerek de yoktur. MHP ve Cumhur İttifakı kelamının eridir. CHP’nin başını çektiği müzmin muhalefetin erken seçim talebi yenile yenile sırtı kevgire dönmüş güreşciyle bir ve birebirdir. CHP idaresinin boşa kürek çekmesi kendi bileceği bir iştir” diye konuştu.

‘DEMİRTAŞ’ YANITI

Toplantı sonrası bir gazetecinin sorusuna yanıt veren MHP lideri, “Demirtaş’ın açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

“Birçok temas, temsil eden arkadaşlar aracılığıyla devam etmektedir. Gelişmeler uyumlu ve onurludur. Türkiye terörsüz bir Türkiye olacak ve bunda da herkesin katkısı olacaktır.”

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:

* Sıkıntıları yok sayarak biteceğini düşünmek ahmaklık ötesi bir saflıktır. Türkiye, çok güçlü bir devlettir. Her sorun başlığını kararlılıkla alacak, ulusal perspektif sonlarında müdahale edebilecek cesarettedir. Aciz değiliz, harap değiliz, zayıf değiliz, tükenmiş değiliz, esir değiliz, bitkin değiliz. Büyüklük taslayan küçük insanlardan müteşekkil bitik siyaset temsilcilerinin ne dediğinin bir ehemmiyeti yoktur. Bu siyasi garabetler haricinde Türk ve Türkiye Yüzyılı gayelerini yakalamak amacıyla fikir birliği teşekkül etmiştir. 

“12 ADA’NIN TÜRKİYE’SİZ YAŞAMASI TAM BİR HAYALDİR”

* (Atina hükümetinin Ege adalarına 300 kilometre menzilli İsrail imali füze rampaları konuşlandırmayı planladığı iddiaları) Yunanistan’ın Ege adalarına füzeleri konuşlandırma hazırlıkları uygun komşuluk hasretlerini temelinden sakatlayacak fütursuz adımlardır. Gayriaskeri adaların silahlandırılması Türkiye’ye meydan okumaktır. Ege’yi cepheleşme girdabına çekmektedir. Ege’de bulunan 7 ada kümesi içinde Anadolu coğrafyasına en yakın olan 12 Ada başta olmak üzere, Yunanistan’ın burnumuzun tabanında silah göstermesi askeri ve siyasi sonuçları çok ağır olacak trajik bir yanlıştır. 12 Ada gasp edilmiş, Türk milletinden ayak oyunları ile çalınmıştır. Türkiye, 12 Ada’sız yaşasa bile 12 Ada’nın Türkiye’siz yaşaması tam bir hayaldir. Ege’nin karşı kıyısında saldırgan siyaset takip etmenin hiç kimseye kazandıracağı bir şey yoktur. Türkiye, mavi vatandaki hükümran haklarından asla vazgeçmeyecektir. Atina idaresinin ayağını denk almasını tavsiye ediyorum. Barışla herkesin kazanacağına inanıyorum.

* Gerginliklerle yumuşamalar, uzaklıklarla yakınlaşmalar, istikrarlı ilgilerle ani kopuşlar milletlerarası münasebetlerde hal değiştirmektedir. Devletler ortasında kalıcı dostluk yahut düşmanlıklar olmaz. Tarih bize diyor ki, batıda güçlü olmak, doğuda temin edilecek dirliğe ve güvenliğe bağlıdır. Tıpkı düsturun coğrafyamızın kuzey ve güney istikametinde de geçerli olduğunu gözden uzak tutmamak lazımdır. 

* Bugün bölgesel ve global mahiyetli bir buhran devrinin bütün emareleri görünmektedir. Böylesi bir devirde ‘altın ışık’ Türkiye’yi ve Türk milletinin aydınlatmaktadır. Devletler ortasında kalıcı dostluk yahut düşmanlıklar olmaz. Bugüne kadar da olmamıştır. Dünyada bir krizin bitip başkasının başladığı devirlere giriyoruz. İç cephemiz dengelenmelidir.

“KAFASINI DEĞİŞTİREMEYENLER HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİREMEZ”

* Makûs anıların, kötülük saçan odakların, geleceğin parlak günlerini sis altında bırakmasına sabır ve tahammül göstermeyeceğiz. İhtiyatlı optimistlikle devletimizin kutlu varlığına hiçbir halel getirmeyecek hakkaniyetli çabada inşallah çıta yükselteceğiz. Yeni yüzyılın iyiliğini tesis edebilmek ismine, fedakarlıksa istenen yerine getireceğiz. Biliyoruz ki değişimsiz gelişim olmaz. Başını değiştiremeyenler hiçbir şeyi değiştiremez. Başkan ülke Türkiye diyoruz, muhteşem güç Türkiye’nin güneş üzere yükseldiği inancındayız. Süratimizi kesen bagajları boşaltmalıyız. 

“KÜRT KARDEŞLERİMİZE HİÇBİR VAKİT ŞAŞI BAKMADIK”

* Ne yaptıysak kendimizi bir türlü anlatamadık. Kürt kardeşlerimize hiçbir vakit şaşı bakmadık. Onları hiçbir vakit öteki görmedik. Öteden beri Kürt kardeşlerimizi bizi kötülediler. Ortamıza çomak sokmak istediler. Her palavra ve iftirayı tedavüle soktular. 

* Daima birlikte Türk milleti olduğumuzu savunduk. 6 Haziran 2011’de Diyarbakır’da ne demiştim: “Siz Türk milletinin eşit, onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz. Siz bizim her şeyimizsiniz. Washington’dakiler sizi benden daha çok sevemez, Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez. Türk ile Kürt’ün alın yazısı bir yazılmıştır.” 

* Biz bu görüşten taviz vermedik.  Dağlarımızdaki eli silahlı eşkıyayı daima besliyorlar. Bir yanda Türk milleti var, öteki yanda Haçlı zihniyeti. Umuyorlar ki birbirimizden kopalım. İstiyorlar ki kardeş arbedesinin tarafı olalım. Aramızı bozmaya çalışıyorlar. Biz birlikteyken maksatlarına ulaşamadılar, ulaşamayacaklarını da biliyorlar. Artık de dağıtarak sonuç istiyorlar. Emellerine muvaffak olamayacaklar, bizi asla bölemeyecekler. Kürt kardeşlerimizle ortamıza kandan duvar çekmek için on yıllar boyunca aktif olan hain bölücü örgütün sonu gelmiştir. PKK/YGP terör örgütü Kürt kardeşlerimizin ne vasisi ne de varlık beyanıdır. Bölücü terörün Türk-Kürt kardeşliğinin hançerleme teşebbüsleri artık çuvallamıştır. 

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE ŞAFAĞI SÖKMÜŞTÜR, DEM HEYETİNİN TEMASLARI MÜSPET”

* Terörsüz Türkiye’nin şafağı sökmüştür. DEM heyetinin temas ve ziyaretleri müspet seyirle gerçekleşmiştir. Bu kapsamda terörsüz Türkiye’nin yanında ileti veren herkes bedelli bir eforun tarafıdır. Vakit gecikmeksizin hak ve hukuku müdafaa etmenin vakti gelmiştir. Bölücülük damarını kesmenin, ayrık otlarını temizlemenin, eş anlı biçimde ortak tarih ve kültürde birleşmenin dışında bir deva kalmamıştır. Terör örgütü için deniz bitmiştir.

“İMRALI İLE 2. GÖRÜŞMEDE PKK’NIN BİTTİĞİ AÇIKLANMALIDIR”

* DEM heyeti ile İmralı ortasında yapılacak ikinci görüşme sonrası PKK’nın örgütsel varlığının bittiği hiçbir kaide ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve odunsuz beklentimiz budur. PKK’lı teröristler ya silahlarını gömmeli ya teslim olmalı ya da kaçınılmaz sonları ile karşılaşmalıdır. Terörle pazarlık olmaz. Müzakere yapılmaz. Sadece gayret edilir. 

* Fırat’ın doğusu terörden kurtulmalı ya da kurtarılmalıdır. PKK/YPG Suriye’den çıkmalı ve örgütsel hüviyeti sonlandırılmalıdır. Birtakım döneklerin iki devletin, iki bayrağın isteneceğini duyurmaları yalnızca hamaset tiyatrosudur. Kılıç hakkının ne olduğunu bilmeden bu hakkı lisanına dolayanların temel sıkıntı ettiği hakkın cukka hakkı olduğunu bilmeyen mi vardır?

“VARSIN KUDURSUNLAR, ELBETTE AŞIYI VURACAK BİRİSİ ÇIKACAKTIR”

* Biz hala olduğumuz yerdeyiz. 56 yıldır ne diyorsak oyuz. Çizgimizden ve prensiplerimizden ödün verecek kadar şuursuz hiç değiliz. Türk milliyetçiliğinden en ufak sapma göstermek fikri namusumuzu tartışmaya açmaktır ki bu bizim için kıyametin kopuşudur. Türklük varlığımızın onur nişanesidir. Bin yıllık kardeşlik üzerinde titrediğimiz bu muazzam emanetimizdir. 

* Bize vatanseverlik, milliyetçilik ahkamı kesmenin iştahında olan doymaz kursaklar, duymaz kulaklar, gelsinler virüs kapmış siyasi hal ve zihniyetlerini biraz da külahımıza anlatsınlar. Biz kardeşlik dedikçe kuduruyorlar. Varsın kudursunlar. Elbette aşıyı vuracak birisi çıkacaktır. Herkesin bir sıkıntısı var, kimi anlatır lisanını yorar, kimi susar yüreğini yakar. Yüreğimiz yansa da lisanımızı artık bunlara karşı yormayacağız. Emperyal güçlere ödün vermeden tarihi yine yazmanın kararındayız. Barışın kaybedeni, savaşın kazananı olmaz. O halde barışla herkesin kazanması için hazırız ve buradayız. Gayeye varacağız inşallah. Ona buna el avuç açmayacağız. 

ÖZGÜR ÖZEL’E ‘ERKEN SEÇİM’ YANITI

* CHP Genel Lideri’nin kolay siyasetinin telifi artık imkansızdır. Terörsüz Türkiye gayesini yeni anayasa ve Cumhurbaşkanımızın tekrar seçilmesi kapsamında değerlendirmesi palavradır, saptırmadır. Çabucak seçim daveti kendisini hayal alemine nasıl kaptırdığının göstergesidir. Bu hafta erken seçim kararı alalım diyor. Özgür Bey bırak bu işleri. Hesabını kitabını da seçimlerin vaktinde yapılmasına nazaran planla ve hazırlan. Zira erken seçim düşü görmek, kurt ininde çakal izi aramak kadar sapık bir halin özetidir. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey yoktur. Buna gereksinim da gerek de yoktur. MHP ve Cumhur İttifakı kelamının eridir.