Van Büyükşehir Belediyesi’nden çıkarılan 223 işçi yedi gündür protesto düzenliyor. Sanat Sokağında düzenlenen protestoya CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, CHP Van Vilayet Lideri Seracettin Bedirhanoğlu, DEM Parti Van Milletveki Mahmut Dindar, DEM Parti Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi, İpekyolu Belediye Eş Lideri Canan Uzunay, DBP Vilayet Eşbaşkanı Cemal Demir ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Katılımcılar, “Kayyum ve zulmü gidecek biz işimize geri alacağız” yazılı pankart açarken, “Kayyumlar gidecek, halk gelecek” sloganları attı.
Açıklamayı Van Emek ve demokrasi platformu ismine DİSK Genel-İş Van Şubesi Eş Başkanı Ömer Tekin yaptı. Platform ismine yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Van, 2016’dan bu yana sistemli bir kurumsal çürümeye sürüklenmektedir. Kayyum politikası sadece anayasa ve hukuka değil, birebir vakitte barış ve demokratik çözüm umutlarına da ağır bir darbedir. Demokratik Toplum çağrısı ve lokal düzeyde oluşturulan komitelerle sürdürülen barış süreci, yerellerde yapılan bu tür uygulamalarla sabote edilmektedir. Halkın ekmeğiyle oynanmakta, sürece duyulan inanç zedelenmektedir. Barış ve çözüm süreci ile kayyum darbesi yan yana gelemez. Bu tutarsızlık, iktidarın samimiyetsizliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Son olarak, Van Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan 223 işçinin işine son verilmiştir. Bu kararın ardında, halkın oyuyla göreve gelmeyen, hiçbir demokratik meşruiyeti olmayan kayyum rejimi bulunmaktadır. Van halkının iradesine hürmet göstermeyen bu anlayış, artık de halkın ekmeğine göz dikmiştir. Ülkede önemli bir işsizlik sorunu varken, birçok yurttaş yoksulluk sonunun altında yaşamaya çalışmaktadır. Van’da yüzde 40’a varan işsizlik oranıyla ülke genelinde en çok işsizliğin yaşandığı vilayetlerden biridir. İŞKUR üzerinden yasal prosedürlerle ve güvenlik soruşturmalarıyla göreve alınan bu emekçilerin hiçbir tüzel mahzur olmadan, keyfi ve siyasi saiklerle işten çıkarılması kabul edilemez. İçlerinde engelli yurttaşlar, kronik hastalığı olanlar ve tek geliri belediye maaşı olan aileler vardır.
Bu işten çıkarmalar, sırf bireyleri değil, halkın iradesini ve onurunu amaç almaktadır. Özellikle kayyum rejiminin dışardan getirdiği ve tehditkâr tavırlarıyla bilinen Genel Sekreter Ulaş Akhan’ın, “Kürt işçileri işten çıkarma” yönündeki kamuya açık beyanları, bu sürecin şuurlu bir siyasi tasfiye olduğunun göstergesidir. Bu işten çıkarmalarda AKP Vilayet Örgütü’nün de sorumluluğu bulunmaktadır. Ya bu tasfiyelere karşı olduklarını açıkça beyan ederler ya da bu utancın bir parçası olarak tarihe geçerler. Unutulmamalıdır ki; kayyumlar geçicidir. Lakin bu utanç, kalıcıdır.
Halkımız bilmelidir ki bu işten çıkarmalar tüzel değil, büsbütün siyasaldır. Bu kararlar, halkın sandıkta verdiği iletisi hiçe sayan, Van’ı bir ganimet üzere gören gaspçı bir anlayışın ürünüdür. Amaç yalnızca emek değildir; amaç halkın kimliği, iradesi ve demokratik kazanımlarıdır.
Van’da uygulanan bu anlayış, belediyecilik değil, kamu kaynaklarının talanıdır. Belediyeyi bir yandaş şirketi üzere yöneten kayyumlar, birçok maaş alan bürokratlarla ve partili takımlarla bir çıkar ağı kurmuştur. Van’ın taşınmazları, ihaleleri ve bütçesi halkın değil, bu çıkar çevrelerinin hizmetine sunulmaktadır. Van halkı bu gasp rejimini tanımamaktadır. Bu halkın seçilmiş, legal belediye eşbaşkanları ve emekçileri vardır. Hukuksuz biçimde oluşturulan ‘işten çıkarma komisyonları’ halk nezdinde yok hükmündedir.
Bu nedenle bir kere daha ve yüksek sesle haykırıyoruz: 223 emekçinin işten çıkarılması kararı derhal geri çekilmelidir. Mahkeme kararıyla işe iade edilen emekçilerin tekrar işten çıkarılması açıkça hatadır. Bu hukuksuzluklara karşı hem tüzel hem toplumsal mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kayyum rejiminin gayesi sadece emek değil, Van halkının geleceğidir. Lakin bizler hem hukuku hem halkın iradesini kararlılıkla savunacağız. Barış emektir, barış ekmektir, Barış, çözüm ve demokrasiye giden yolda; halkın iradesini gasp eden ve emekçileri tasfiye eden bu kayyum tertibi en büyük manidir. Bu pürüz ortadan kaldırılmadan, toplumsal barıştan, adaletten ve lokal demokrasiden söz edilemez.
“TÜM EMEK BÖLÜMLERİN 33 MİLYON ÇALIŞANIN YANINDAYIZ”
CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, şu tabirleri kullandı:
“DİSK Genel-İş’in değerli emektarları, ailesine, evlatlarına, ekmeğini, alın terini götürmekten bu memleketin demokrasi, barış ve kardeşlik içerisinde daima bir ortada Umutla bir geleceğe hakikat uzanmasından öbür bir uğraşı, çabası olmayan 223 hakkı gasp edilmiş emekçi kardeşimizi hürmetle, sevgiyle selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi heyeti olarak liderimiz Seracettin Bedirhanoğulları ile Aliye Timisi, Enis Berberoğlu ve Yetenekli Polat vekilimizle kentimizde bulunuyoruz. Sivil toplum örgütlerini, odaları, sendikaları, emek derneklerini ziyaret ediyoruz. Kente adımımızı attığımız andan itibaren duyduğumuz birinci iş, birinci şey kayyum kararıyla işinden edilen 8’i engelli ve 14 bayan emekçi kardeşimizin ortalarında bulunduğu 223 kardeşimizin uğradığı haksız, hukuksuz uygulama oldu. Bunu demokrasi ismine, hukuk ismine emeğin bu memlekette hak ettiği alınterinin karşılığını alması gerektiği prensibi ismine kınıyoruz.
DİSK genel işçileriyle, işçileriyle bu memlekette alınteri mücadelesi veren kamu görevlileriyle, sendikalı işçilerle, tarlasında çalışan çiftçilerle emeğin cumhuriyetini toplumsal adaletin toplumsal demokratik bir cumhuriyeti kurana kadar daima birlikte mücadele edeceğiz, dayanışacağız.
Sizlere Bu hislerle Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel Başkanımızın Silivri zindanlarından Ekrem İmamoğlu Liderimizin ve bu memleketin evladı Ahmet Özer Başkanımızın Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt Belediye Başkanımızın selamlarını, hürmetlerini getiriyorum. Dayanışma hislerini iletiyorum.
Türkiye’de maalesef kayyum idaresi işçilerimizi işsiz bırakmakla kalmıyor. Antidemokratik uygulamalarla Anayasa Mahkemesi’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına karşın tıpkı Ekrem Liderimizi Silivri zindanlarında tutmaktan medet umdukları üzere Cumhurbaşkanı adayımızı zindanda tutmak çaresizliğine savruldukları üzere Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Osman Kavalayı, ve memleketim Hatay’ın milletvekili Can Atalay’ı hukuksuz bir halde mahkeme kararlarına karşın içeride tutuyorlar. Belediye başkanlarımızı içeride tutuyorlar. Mehmet Murat Çalık liderim, Muhittin Böcek başkanım ve sıhhat problemleri yaşayan çok sayıda vatandaşımız mağdur bir halde hapishanelerde tutuluyor.
Biz toplumsal demokrat ve cumhuriyetçi bir parti olarak Türkiye’nin hakikaten üreten alınteri döken Disk başta olmak üzere tüm işçilerinin hakkını hukukunu sonuna kadar savunma kararlılığındayız. Türkiye’de alınteri döken emeğinin hakkını almaya uğraşan tüm kesitlerin tüm emek kesitlerin 33 milyon çalışanın yanındayız. Minimum ücretin 22 bin kaldığı lakin 4 kişilik bir ailenin açlık hududunun 26 bin lira olduğu bir ülkede birinci sefer Cumhuriyet tarihinde taban fiyat açlık sonunun altında oldu. Lakin daha kötüsü bir haftadır 223 kardeşimiz, emekçi kardeşimiz işlerinden atıldı. Türkiye’de işsizlik özellikle işsizlik almış başını yürümüşken iktisat ayakta duramıyorken, esnaf can çekişiyorken, disk genel iş üyesi kardeşlerimizin işlerinden atılmasını, kayyum uygulamasıyla işlerine son verilmesini yanlışsız bulmuyoruz. bu adımdan bir an önce geri dönülmesini talep ediyoruz.
Sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, Türkiye’nin vicdanlı tüm işçileri olarak kardeşlerimizin yanındayız, emeğin yanındayız, kardeşliğin yanındayız. Daha aydınlık, daha emekten yana günlerde bir ortada omuz omuza kazandığımız ekmeği bölüşeceğimiz günler için gün sayıyoruz. Yaşasın emeğin mücadelesi, yaşasın demokrasi Yaşasın kardeşlik, yaşasın ulusal irade, yaşasın halkın iradesi diyoruz. En kısa vakitte birinci seçimde inşallah Türkiye’nin işçi mağdur edilen tüm kısımlarını iktidara taşıyacağız. Memleketimize kardeşliği, demokrasi barışı daima birlikte getireceğiz.”
