Bu yılın 22 Temmuz Dünya Beyin Günü teması ‘Her Yaşta Beyin Sağlığı’ olarak belirlendi. Beyin sıhhatinin yalnızca unutkanlık başladığında düşünülmesi gereken bir bahis olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Bingöl, “Anne karnındaki gelişimden çocukluğa, yetişkinlikten ileri yaşlara kadar beynimiz her periyotta korunmaya muhtaçlık duyar. Zira beynimiz hayatımızın merkezidir. Düşünür, karar verir, hislerimizi yönetir, hatırlar ve öğrenir. Onun sıhhati da ömür kalitemizi direkt etkiler” dedi.
‘HER YAŞ KÜMESİNİN KARŞI KARŞIYA KALDIĞI FARKLI RİSKLER VAR’
Küresel datalara nazaran, her iki bireyden birinin hayatının bir periyodunda bir nörolojik hastalıkla karşılaştığını belirten Bingöl, “Bu hastalıklar ortasında epilepsi, migren, inme, Parkinson, Alzheimer, dikkat eksikliği ve otizm üzere çok farklı problemler yer alıyor. Çocuklar, gençler, yetişkinler, yaşlılar. Her yaş kümesinin karşı karşıya kaldığı farklı riskler var. Beyin sıhhati dediğimiz şey, sırf bir hastalık ortaya çıktığında devreye giren bir tedavi süreci değil; tam bilakis, bu hastalıkları oluşmadan evvel önleyebilme marifetidir. Bu maharet, günlük hayat alışkanlıklarımızla direkt ilişkilidir” diye konuştu.
BEYİN SIHHATİ HER YAŞTA FARKLI BİÇİMDE DESTEKLENMELİ!
Prof. Dr. Bingöl, her yaşın beyin sıhhati açısından farklı gereksinimler taşıdığına dikkat çekerek kelamlarına şöyle devam etti:
“Bebeklikte beyin gelişimi için sağlıklı bir gebelik süreci ve inançlı bir doğum çok değerlidir. Çocukluk devrinde ise gözetici bir etraf ve nitelikli bir eğitim sistemi beyin gelişimini takviyeler. Ergenlikte duygusal dengeyi sağlayacak ruhsal dayanak gerekirken, yetişkinlikte sağlıklı ömür alışkanlıkları ön plana çıkar. İleri yaşlarda ise toplumsal bağların güçlendirilmesi ve tertipli sıhhat denetimleri, beyin sıhhatinin korunmasına katkı sağlar.”
‘BUGÜN ATILAN HER ADIM GELECEKTEKİ ZİHİNSEL SIHHATİ BELİRLER’
Beyin sıhhatinin bir lüks değil hayat önceliği olduğunu aktaran Bingöl, “Herkes, her yaşta, kendi hayatında küçük ancak tesirli adımlarla beynine uygun bakabilir. Bugün atacağımız adımlar hem bugünkü hem de gelecekteki zihinsel sıhhatimizi belirler. Dünya Beyin Günü vesilesiyle herkesi bu bahiste düşünmeye ve harekete geçmeye davet ediyorum.”
BEYİN SIHHATİNİ KORUMAK İÇİN 6 ÖNERİ
Prof. Dr. Bingöl, sağlıklı bir beyin için şu tekliflerde bulundu:
“Beslenme: Akdeniz tipi, doğal besinlere dayalı bir beslenme modeli, beyin dostu bir tercihtir. Renkli sebzeler, meyveler, balık, zeytinyağı, ceviz ve tam tahıllar hem vücudumuzu hem zihnimizi korur.
“Hareket: Her gün yapılan 30 dakikalık tempolu yürüyüş bile beyne giden kan akışını artırır. Bu da öğrenme, dikkat ve hafıza üzerinde olumlu tesir yapar.
“Uyku: Beyin, uykuda kendini yeniler. Yetişkinler için ülkü olan her gece 7-8 saat kesintisiz, kaliteli uykudur.
“Stres İdaresi: Gerilim, beynin düşmanıdır. Onu büsbütün hayatımızdan çıkaramayız lakin yönetmeyi öğrenebiliriz. Derin nefes almak, tabiatta vakit geçirmek, sevdiğiniz bir işle uğraşmak bu mevzuda tesirli olur.
“Zihinsel Aktivite: Beyin kullanılmazsa körelir. Kitap okumak, bulmaca çözmek, yeni bir marifet öğrenmek beynin canlı kalmasına yardımcı olur.
“Sosyal İlgiler: İnsan toplumsal bir varlıktır. Sevdiklerimizle vakit geçirmek, sohbet etmek, birlikte gülmek yalnızca ruhu değil, zihni de besler.
