“Aile Yılı” kapsamında çocuklu bayanlar başta olmak üzere birçok vatandaş için uygulamalar geliştireceğini söyleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, “Komşu Anne” hizmetinin pilot çalışmalarına başladı.
Proje, ailelerdeki özel kreş maliyet yükünü hafifletip maliyeti azaltacak bir model olarak pazarlandı.
Söz konusu projeye nazaran bakıcılar, Milli Eğitim Bakanlığı halk eğitim merkezlerinde çocuk bakım eğitimi almış bireyler ortasından seçilip bakanlık tarafından verilecek erken çocukluk devri ve birinci yardım eğitimlerinden geçecek.
Beş gün sürecek eğitimlerin sonunda bakıcılar sertifikalı “nitelikli çocuk bakıcısı” olacak. Proje kapsamında, bakıcılar en fazla beş çocuğa kendi mesken ortamlarında hizmet verebilecek.
Bu uygulama başlarda önemli oranda soru işaretleri oluşturdu. Çocuklarına bilmedikleri bir konutta bakılması fikrinin güvensizlik yarattığını vurgulayan ebeveynler, bu durumun çocuk istismarı ve şiddet oranlarına da taban hazırlayacağını söyledi.
‘KURDA KUZU EMANET ETMEK’
Nefes gazetesine konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de, uygulamanın büyük sakıncalar barındırdığını anlattı. Tarikatlara ve cemaatlere alan açacağını düşündüğünü belirten Canan Güllü, eğitim düzeyi, pedagojik bilgisi ve toplumsal algısı bilinmeyen bakıcıların, erken çocukluk devri için büyük risk taşıdığını tabir etti ve “Bu proje kurda kuzu emanet etmektir” dedi.
Avrupa’daki örneklerden yola çıkarak hazırlanan uygulamanın Türkiye’deki kontrol eksikliği nedeniyle başarılı olmayacağını söyleyen Güllü, “Hollanda’daki ‘Komşu Anne’ olarak isimlendirilen bakım hizmeti, sıradan bir birey değil, devlet tarafından eğitilmiş, denetlenmiş, sorumlulukları tanımlanmış ve daima denetim edilen profesyonel bir bakım sağlayıcıdır. Türkiye’de önerilen model ise bu altyapıdan büsbütün yoksun” diye konuştu.
