Türkiye’de düşük minimum fiyat ve emekli maaşları, yurttaşları kredilere yönlendiriyor. Yurttaşlar, maaşlarıyla ay sonunu güç getirirken, temel muhtaçlıklarını dahil karşılamak için bankaların tüketici ve/veya ferdî kredi kartlarına yöneliyor. Bu kapsamda geçtiğimiz yılın tıpkı periyoduna nazaran tüketici kredileri ve kişisel kredi kartı borçlarındaki artış yüzde 45 artarak, yurttaş 1 trilyon 237 milyar TL daha fazla borçlandı.
‘KALICI BİR ADIM YOK’
Konuya ilişkin konuşan DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen “Borç oranı yüzde 45 arttı, vatandaş borçsuz nefes dahi alamaz hale geldi. Tüketici kredileri ve ferdî kredi kartı borçları yıldan yıla çığ üzere büyüdü ve düzeltilemeyen iktisat vatandaşı açmaza sürükledi. Her yıl bir evvelki yıla oranla borç ölçüsü, borçlu sayısı ve borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşenlerin sayısı artış gösteriyor.
Merkez Bankası Başkanı geçtiğimiz günlerde yaptığı sunumda yılın birinci ayında enflasyon beklentisi varsayımlarını yüzde 21’den 24’e çekti. İktisatta itimat ve öngörülebilirlik epey değerli bir paydaştır. Fakat şu ana kadar iktisadın düzeltilebilmesi için atılmış kalıcı ve akılcı bir adım göremiyoruz” dedi.
‘AÇLIK HUDUDUNUN ALTINDA HAYAT MÜCADELESİ’
“Nüfusun neredeyse yarısı 22 bin 104 liralık minimum geçim fiyatı ile hayatta kalmaya çalışıyor” diyen Ösen, “14 bin 469 lira olan en düşük emekli aylığı ile bırakın bir aileyi tek başına yaşayan bir kişinin dahi bu fiyatla geçim sürdürmesi imkânsız. Açlık sonu 22 bin 131 liraya yükseldi. En düşük emekli aylığı ve minimum fiyat alanlar açlık sonunun altında hayat uğraşı veriyor. Koca koca kurumlar harcamalarında tasarrufa gitmezken halkın yediği lokmadan kısması bekleniyor.
Alım gücü kalmayan yurttaşlar, kredi kartı olmadan ay sonunu getiremiyor. Kart limitinin tükendiği yerde banka kredisine başvuruyor. Derin yoksulluk giderek büyürken iktidar, tüm olan biteni seyredip iktisat düzelecek masalları anlatmayı bırakmalı bir an evvel gerçekçi tahlil bulmalıdır” sözlerini kullandı.
