Uzmanlardan kritik açıklama… ‘Şartnameye uygun yangın merdiveni olsa güvenli bölgede olurlardı’
Kent merkezine 38 kilometre aralıktaki 2 bin 200 rakımlı Köroğlu Dağları‘nın tepesindeki 5 otelden 1’i olan Grand Kartal Otel‘de dün yangın çıktı. Yangında, 76 kişi hayatını kaybederken 51 kişi de yaralandı. Yangın 11 saatlik çalışma sonucu söndürülürken, 9 kişi gözaltına alındı.
Yaşanan facia, akıllara yapı güvenliğiyle ilgili sorularını getirdi. İzmir İktisat Üniversitesi (İEÜ) Mimarlık Kısmı öğretim vazifelisi ve 35 yıllık İnşaat Mühendisi Şeref Alpago, mevzuattaki şartnamelere dikkat çekti.
“ŞARTNAMEYE UYGUN MERDİVEN OLSA İNANÇLI BÖLGEDE OLURLARDI”
Yangın şartnamelerinde mevzuatın net olarak ortaya konulduğunu belirten Alpago, “Çok ayrıntılı mevzular değil. Yapılması da kolay. Tanımları çok net yapılmış. Şayet mevzuattaki şartnameler tam olarak yapılsaydı can kaybı çok az olacaktı. Yangın merdivenin şartnameye uygun yapılıp, yapılmadığı çok kıymetli. Yangın merdiveninin etraf duvarlarını, yangına güçlü yapmalısınız. Yangına güçlü bir kapı olması gerekiyor. En kıymetlisi yangın merdivenlerindeki yangın kovasını, basınçlandırmanız gerekiyor“ tabirlerini kullandı.
Alpago, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu formda içeriye hava üflemeniz gerekiyor. Hasebiyle bir yangın durumunda oraya hava basmaya başladığında merdivenlik bölgeye duman giremeyeceği için orası nefes alınabilir ve kaçılabilir bir alan olacaktır. Yangın merdivenini şartları bunlardır. Bu türlü bir yangın merdiveni olup, olmadığına bakılması gerekiyor. İkincisi yağmurlama olarak bilinen ‘sprinkler’ dediğimiz sistem. Mutlaka bunun kurulu ve çalışır olmazı lazım. Bir öncesinde de duman dedektörleri geliyor. Dedektör dumanı algılıyor, yağmurlama sprinkler sistemi müdahale ediyor. Böylece bu sistemler yangını oyalarken, beşerler yangın merdivenlerine kaçabiliyor, Tüm senaryo bunun üzerine şurası. Beşerler yangın merdivenine kaçabilse, şartnameye uygun merdiven olsa yüzde 100 inançlı bölgede olurlardı. Yangın o bölgeye geçmiyor.”
“SÖNDÜRME SİSTEMLERİ TEST EDİLMELİ”
Tatbikatların ehemmiyetine de değinen Alpago, şöyle konuştu:
“Otellerde konuklar daima değişiyor. Bu nedenle daima bir yangın tatbikatı dönemi planlayıp, tatbikat gerçekleştirmek gerek. Mesela yangının mutfak kısmında çıkması daha mümkün. O vakit orada daha fazla tedbirler alınmalı. 2007’den 2012’ye kadar topluma hizmet eden otel yahut tiyatro üzere benzeri yapılarda yangın olurunu itfaiye müdürlükleri veriyordu. Gelip inceleme yapıp şartnameye uygunsa olur veriyordu. 2012’de itfaiyeden alındı. Sorumluluk, tekrar itfaiyeye verilmeli. 2012’den günümüze olan yüksek binaların, şartname ölçümü de itfaiye müdürlüklerince denetim edilmeli. Yangına güvenlik testlerinin yapılması yazım. Söndürme sistemlerini test etmek lazım. Bu tatbikatların yapılması lazım.”
“İNTUMESCENT BOYA DA ŞARTNAMEYE EKLENSİN”
Otel üzere toplu kullanılan binalardaki boya sistemlerine de değinen Alpago, şöyle devam etti:
“Şartnameye bakmaya bile gerek yok. Yanıcı gereçlerin bu üzere alanlarda kullanılmaması gerektiğini herkes biliyor. Fakat mimari yahut estetik münasebetlerle dış cepheler ahşap kaplanabiliyor. O vakit buna tedbir almak gerek. Yani ahşabın ardı ve önünde intumescent boya kullanmak gerek. İntumescent boya yangın anında şişer. Bir müddet yangının ulaşmasını geciktirir. Bu da yangın anında vakit kazandırır. Gaye aşikâr müddet içinde sizi dışarıya çıkarmaya katkı sağlaması. Bu nedenle intumescent boyaların da şartnameye eklenmesi gerek. Duman dedektörleri, buna bağlı olarak yangın ihbar sistemleri, yağmurlama söndürme sistemi, yangın dolapları, yangın tüpleri ve yangın merdivenleri olmazsa olmaz. Bilhassa birinci 4 husus yangını söndürmek için kurulmuyor. Yangını oyalaması ve kaçışa vakit kazandırıp hayat kurtaracak uygulamalar. Tıpkı vakitte itfaiyenin müdahalesine de vakit kazandırıyor.”
